23 Ocak 2013 Çarşamba

Allah Teala Geleceği Bilmez mi?

Bir gecemi heba ettim Abdülaziz Bayındır’ın videolarını izleyeceğim diye. Hâsılası şu:

Abdülaziz Bayındır size diyor ki: Bu ümmet, Allah’ın dinini tahrif etmek için yapılabilecek her şeyi yapmış: Başta Kur’an olmak üzere eline geçirdiği her şeyi alt üst etmiş. Sözlükleri bile tahrif etmiş bir ümmetle karşı karşıyayız. Hadisler, Fıkıh, Tefsir, Tasavvuf… “Din” denince aklınıza gelen her ne varsa dejenere edilmiş, bozulmuş, aslından uzaklaştırılmış. Allah size Abdülaziz Bayındır’ı göndermeseymiş haliniz harapmış yani!
İşin şakası bir yana, tam bir “patolojik vaka” ile karşı karşıyayız. Böyle bir zihin ve ruh durumundaki birinin sadece başkalarına değil, kendine de zarar verebileceğini gözden ırak tutmamalı.
Abdülaziz Bayındır, kullarının ne yapacağından habersiz bir tanrıya inanıyor! Abdülaziz Bayındır yarın ne yapacağını biliyor, ama tanrısı bilmiyor!
Abdülaziz Bayındır’ın tanrısı, yapacaklarını “takdir” etmekten aciz; o, “karar veren” bir tanrı. Malumdur ki her “karar”ın öncesinde bir “kararsızlık” süreci vardır. O mu olsun, bu mu olsun der, sonra seçeneklerden birine karar verirsiniz. İşte Abdülaziz Bayındır’ın tanrısı da tam böyle yapıyor!
....
Sözün kısası, ulemamızın “şehvetu’z-zuhûr” dediği psikoloji, ahir zamanda pek çok kimsenin benliğini esir almış durumda. Bir insan kendisini, ulemaya muhalefet edecek yetkinlikte görebilir; onların verdiği hükümleri tartışma mevkiinde olduğunu düşünebilir. Bu başka şeydir; ait olduğu tarihi, medeniyeti, müktesebatı, züccaciye dükkânına girmiş fil gibi tahrif etmeye, kırıp dökmeye yeltenmek başka şeydir.
Bu ümmetin ilmî müktesebatı Abdülaziz Bayındır gibilerinin ifrazatlarıyla yıkılacak olsaydı, müsteşriklerin yüzlerce yıllık çabası arzu ettikleri neticeyi verirdi. O müktesebat adına değil, ama Abdülaziz Bayındır’ın bu kör gidişle kafasını nereye çarpacağı konusunda endişe edilse yeridir…




Bunlara da göz atabilirsiniz

Blog Widget by LinkWithin